Güneşin etrafındaki turu tamamladığımızda insanlar yeni turun yeni umutlar getireceğini sanırlar…
Oysa yeni yıl diye bir şey yoktur, sadece milyarlarca yıldır süregelen takvimin devamlılığı vardır…
Tüm dünya, hep beraber “iyi dileklerin” beklentisi içerisindedirler…
Hele bizim gibi yoksullukla, hukuksuzluklarla cebelleşen, her bir yanımızı puşt zulaları sarmışken, itiraz edenlerin bir biçimde susturulduğu, çetelerin, mafya babalarının, uyuşturucu baronlarının, karapara aklayıcılarının borusunun öttüğü yerde “neyin iyi dileği…”
2023, 2022'deki iyi dileklerden sonra daha mı iyi oldu?
Oysa aslolan her yeni gün, yeni bir yılın başladığı gündür…
Ve aslolan o yeni günde şafak sökmeden yeni günü selamlamaktır…
Ve selamladığınız her yeni gün, yeni bir hikayenin başlangıcıdır…
Zaten insan ömrü nedir ki,
Gün, gün üst üste konan hikayelerin toplamı değil midir?
Peki, bu hikayelerin toplam icmalinine baktınız mı hiç?
Acaba nelerinizin olduğunu, ya da neleri kaybettiğinizi hiç düşündünüz mü?
Bir AVM’de haykırarak, “açım, çocuklarım aç, 15 bin lira borcum var” deyip kendini aşağı atarak intihar eden kadının hikayesi nasıldı acaba?
Kaç sabah umutla uyandığını düşündünüz mü?
Ya 11 yıl önce savaş uçaklarının bombalamasıyla hayatını kaybeden Roboskili çocuklarının hikayesi…
Kaçak mal taşıyan katırının önünde, eve varınca anasına vereceği hediyeyi düşlerken paramparça olan bedeni hangi yılın iyi dilekleriydi?
2023 yılına girerken bir yaş daha büyüyerek delikanlı ya da genç kız olan Gazzeli çocukların yılın sonunda faşist İsrail kurşunuyla umutlarının tükenmesi, hangi iyi dileğin ürünüydü acaba?
Her gün sabahı selamlayan bir hikayeniz olsun…
Dostum Mirza Arabacı, bir yazısında şöyle diyor…
“Hikâyesi olan her insanın seyrini ve nerede nihayete ereceğini belirleyen yegâne unsur, insanın kendiyle olan ilişkisidir.
Bu ilişkiyi sevgiyle, merhametle, vefayla, iyilikle donatanlar için ölüm diye bir şey yoktur.
Ölüm onlar için, doğduğu ve yaşadığı toprakların seyir tepesinden dünyayı selamlamaktır.”
İngiltere’de Doğan Örs kardeşim, Antalya’da ağabeyim Hacı Ömer sanırım şimdi seyir tepesinden bizleri selamlıyorlar, 2023'de biten hikayeleriyle…
İşte yine şafak söküyor, 2023’ün son gününde…
Az sonra yeryüzünün efendisi, kurdun/kuşun hayat damarı güneş, birazdan salacak ısıtmayan ışınlarını…
Birkaç milyar yıldır aynı şeyi yapıyor ve birkaç milyar yıl daha yapacak aynı şeyi…
Ve her zaman olduğu gibi yine “gök mavi, ağaç yeşil, toprak sarı” olacak…
İşte yine doğdu …
Sarıdan laciverte, kırmızdan yeşile dek binbir renk cümbüşü ile dans ediyor ve sanki sesleniyor bizlere…
“Hadi ne duruyorsunuz, sizler de dans edin…”
Dur hele güneş efendi bi dur…
Hikayemizi dansla sonlandırmaya daha zaman var…
Eh, neyse…
Yine de yeni yılınızı kutluyorum…