Geçen gün Antalya siyasi çevrelerince çok iyi tanınan ve kendisini “merkez sağda” konumlandıran “Nail Çelebioğlu” önderliğinde, İYİ Partiden istifa etmiş “merkez sağ” siyaseti savunan büyükçe bir grup, Konyaaltı Belediye Başkan adayı “Cem Kotan’a” destek ziyareti yaptılar.
Yerel seçimlere giderken yapılan bu ziyaret Antalya siyaseti adına çok anlamlıdır.
Lakin AK Partiyi canhıraş şekilde savunan kimi gazeteciler ve çevreler için bu ziyaret “şok” etkisi yarattı ve başladılar Nail Çelebioğlu ve ziyarete gidenlere saydırmaya…
En önemli eleştirileri ise “yahu siz sağcısınız, sağ partiler dururken ne işiniz var solcu bir adayın ziyaretinde…” şeklinde özetlenebilir…
Yani diyorlar ki akıllarınca, İYİ Partiden ayrıldınızsa size en yakın parti AK Partidir, orayı ziyaret edin…
Bu arkadaşların sığ siyaset kafaları bir de yandaşlıkla kavrulunca elbette sapla samanı karıştırmaları normaldir.
Birincisi “merkez sağ siyasetin” ne demek olduğunu bilmiyorlar…
İkincisi, AK Partiyi hala merkez sağ parti olarak görüyorlar…
Evrensel siyasi literatür merkez sağ ve merkez sol için kabaca şöyle tanımlamalar yapar:
“Merkez sağ siyaset,” liberal demokrasiyi, kapitalizmi, piyasa ekonomisini, özel mülkiyet haklarını, seküler yaşam tarzını, devletin yönetiminde laikliği ve az ölçekte bir refah devletini destekler, özgürlükçüdür…
“Merkez sol” ise sosyal demokrasiyi, genel anlamda fırsat eşitliği yoluyla toplumsal adaletin sağlanabileceği düşüncesini, seküler yaşam tarzını ve devlet yönetiminde laikliği savunurken, en önemlisi de toplumun varsıl ve yoksul kesimleri arasındaki gelir farkını en aza indirmeyi amaç edinmiştir. Yani sosyal devletten yanadır…
Şimdi bu değerler ile ölçersek AK Parti, bu tanımlamalardan hangisine uyuyor?
Eminim bu yazıyı okuyan kimi “bağımlı AK Partililer” şöyle diyecektir;
“Kardeşim bize ne batının değerlerinden, biz yerli ve milli bir siyasetiz…”
Eh bunda da haklısınız…
MHP’nin koltuğunun altına girince ne liberal değerleriniz kaldı, ne özgürlükçü yanlarınız…
Görüldüğü gibi merkeze en yakın sol ve sağ partilerin temelde ortak yanları “özgürlükçü demokrasiyi, seküler yaşam tarzını ve laikliği” savunmalarıdır.
Daha değişik bir ifade ile söylersek; “Nail Çelebioğlu ve merkez sağ siyasetçiler, Cem Kotan’da” kendilerinin savunduğu değerlerin önemli bir kısmının savunulacağını gördükleri için destek ziyareti yapmışlardır…
Antalya’da yaşayan merkez sağ siyasetçilerle seçmenlerin önemli bir kısmının İYİ Parti kurulana dek, CHP’li olmadıkları halde CHP’ye oy vermelerinin temel nedeni budur.
Yani, AK Parti iktidarının devlet yönetiminde özellikle 2008’den sonra açıkça siyasi İslam’ı öne çıkarması, cemaat ve tarikatlarla iktidarı paylaşmaları sonucunda Atatürkçü seküler yaşam tarzının ve laikliğin korunması kaygısıdır…
İttihat ve Terakki’nin bir ekolü olarak varlığını CHP’de sürdüren liberal merkez sağ, 1946 yılında ilk kez Demokrat Parti adı ile teşkilatlanmış, daha sonra Adalet Partisi, Anavatan ve Doğrı Yol Partisinde siyasi varlığını sürdürmüş, ancak 1990’lı yıllarda Anavatan ve DYP’nin birbirlerine düşmanca tavırları sonucu seçmen tabanı dağılmış ve 2002 yılında da AK Parti içinde varlıklarını sürdürmüşlerdir…
2008 yılında AK Parti içinden de tasfiye edildikten sonra İYİ Partide kendilerini konuşlandırdılar.
Ancak İYİ Partinin son dönem izlediği siyasetten de koparak yine teşkilatsız bir duruma geldiler…
Aslında Türkiye’nin şu an en önemli ihtiyacı, özgürlükçü, liberal bir merkez sağ partidir, dersek yanılmamış oluruz…
Mehmet’im, ülkemin ihtiyacının merkez sağ parti olduğu görüşüne katılmıyorum. Bence ülkemizin ihtiyacı gerçek nir “SOSYAL DEMOKRAT” partidir. Sevgilerim ve başarılı çalışmalarının devam etmesi dileklerimle...