Siyasetin harala/gürelesi içerisinde kimi son derece önemli konuları öylesine atlıyoruz ki, geriye dönüp baktığımda “tüh be, bunu nasıl atlamışım” diyorum ve kendime kızıyorum.
25 Kasım gününün “Kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günü” olduğundan, Konyaaltı Belediyesi'nin “bin turna günü” düzenlemesiyle haberdar oldum.
Her gün birkaç kadının öldürüldüğü, yüzlercesinin her gün dayak yediği günümüzde böyle bir günün etkiliğini düzenleyerek kadına karşı şiddete dikkat çektiği için Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen’i kutluyorum.
Tabii kadına karşı şiddete “bin turna kuşunu” kağıttan origami tekniği ile yaparak bunları ağaçlara asma gibi eylemsel bir etkinlik yapması daha da dikkat çekici.
Çünkü Hiroşima’ya atılan atom bombasının yarattığı kansere yakalanan 10 yaşındaki Japon kızı Sadako’nun, kağıttan bin turna kuşu yaparsa kanserden kurtulacağına inanması, ancak 644 tane yaptıktan sonra ölmesinin öyküsü gerçekten iç acıtıcı olduğu kadar dayanışmanın da müthiş bir öyküsüdür.
Dayanışmanın öyüsüdür, çünkü Sadako öldükten sonra yine kanserli arkadaşları geriye kalan 356 turna kuşunu yaparak sayıyı bine tamamlarlar…
Turna kuşu sadece Japonya’da efsane değildir.
Anadolu insanının da onbin yıllık efsanelerindendir.
Anadolu’da her biri farklı yaşam anlayışlarını anlatan çok çeşitli semboller vardır.
İslamiyet öncesi Pagan dinler döneminden beri çeşitli şekil ve motifler “bir şeyleri” anlatan semboller olarak kullanılır.
Bu semboller içinde benim en sevdiğim, Japon kızı Sadako’nun da sevdiği gibi “turna kuşu” motifidir.
Çünkü turnalar, göklerin özgürlük sevdalıları olarak bilinir.
Anadolu insanı turnaların özgürlüğü, huzur ve barışı temsil ettiğini varsaymış ve ona bu anlamda kutsal bir kimlik de yüklenmiştir.
Turnalar aynı zamanda uğurun, bereketin, mutluluğun ve refahın simgesi olan kutsal hayvanlar sayıldığı gibi, saflığın, temizliğin, dürüstlüğün, vefanın, sadakatin, sevginin, onurun da simgesidirler.
Her güzel davranışın ve insan ilişkisinin sembolize edilmesinde turna kuşu simge olarak kullanılagelmiştir Anadolu tarihinde…
Sevgide sadakat ve bağlılık, insan ilişkilerindeki dürüstlük ve açık yüreklilik yine turna kuşunun varlığı ile şekillendirilmiş.
Turna, Japon Sadoko’nun kurtuluş umudu olduğu gibi gurbetçi Anadolu insanının da kimi zaman coşkusunun, kimi zaman hüznünün, bazen de mutluluğunun habercisi olmuş ve türkülerinde dile gelmiştir.
Şimdi sizlere sesleniyorum solcular, sağcılar, İslamcılar, ülkücüler, Atatürkçüler, cumhuriyetçiler, laikler, liberaller, anti-emperyalistler, ulusalcılar, kuvvacılar, komünistler, sosyalistler…
Artık yakalarınızdaki “akbaba ve şahinleri çıkarın, onların yerine birer turna kuşu takın.”
Kadına karşı şiddeti önlemeye dönük bu eyleme katılın…
Böylece barış ve huzur dolu günlere katkınız olsun…