CHP Kurultayı bitti ve değişim diyenler yönetime geldi.
Nasıl yönetecekler, iktidar için nasıl bir yol haritası koyacaklar toplumun önüne, yazacakları hikaye ne olacak bunları önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Elbette bu parti ne Kılıçdaroğlu’na bakidir ne de yeni Genel Başkan olan Özgür Özel’e…
Özgür Özel ve İmamoğlu ekibinin kurultayı nasıl aldıklarını burada irdelemek benim işim değil.
Bu Antalya’dan giden kurultay delegelerinin ve Antalya İl ve İlçe örgütlerinin işidir.
Durum değerlendirmesini yaparlar, kamuoyuna açıklarlar biz de onlardan öğreniriz…
Benim asıl üstüne dermek istediğim konu, Antalya il kongresinde seçilen “34 delegenin Antalya’daki tutumu ve bu tutumun Ankara’da nasıl takla attığıdır…”
Okurlarım bilirler, 5 gün Ankara’da Kurultayı ve CHP Genel Merkezini yakından izleyerek oradan onlarca haber geçmiştim.
Kurultayın ilk günü de olayı en sıcak şekilde takip ettim.
Genel Başkanlık için yapılan ilk tur oylama sonucunda Antalya delegelerinin 17’sinin (bu sayı hep değişkenlik gösterdi) Özgür Özel’e oy verdiği yönünde bilgi aldım ve bu bilgiyi İl Başkanı Nail Kamacı’ya da onaylattım.
Bunda ayıplanacak, kınanacak bir yan yoktur.
Elbette Özgür Özel de CHP’nin içinden yetişmiş ve kendisini kanıtlamış bir siyasetçi.
Çizgisinin beğenirsiniz, CHP’yi daha yükseklere taşıyacağına inanırsınız ve gider ona oy verirsiniz.
Bu noktada çarpık olan şey, “Antalya’da Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini imza atarak beyan edip Ankara’da bu imzanın arkasında durmamaktır…”
Ve daha da vahimi, “Özgür Özel’i desteklemek için gidip pazarlık yaparak Yüksek Disiplin Kuruluna Deniz Demiröz’ün aday listesine konulmasıdır…”
Kimdir Deniz Demiröz?
Özgür Özel’in bu kişiyi listesine almasına gerekçe olacak hangi siyasi hikayesi vardır?
İşte bu ve benzeri soruları sorduğunuzda karşınıza açıkça bir pazarlığın yapıldığı çıkmaktadır…
Siyasi duruş, eyyamcılık değil, dik durma ve verdiğin sözün arkasında durmaktır.
Bu anlamda Parti Meclisine Özgür Özel’in listesinden seçilen “Şengül Yeşildal’ı” kutluyorum.
32 delegenin aksine Kılıçdaroğlu’na imza vermedi ve Özür Özel’i destekleyeceğini açıkladı.
Yeri gelmişken kurultay delegesi olan üç belediye başkanımızı ve yanındaki ekip arkadaşlarını da duruşlarından dolayı kutluyorum.
Büyükşehir Belediye Başkanı “Muhittin Böcek,” Konyaaltı Belediye Başkanı “Semih Esen” ve Muratpaşa Belediye Başkanı “Ümit Uysal” ile yanındaki ekip arkadaşları sonuna kadar Antalya’da attıkları imzanın arkasında durmuşlar, eyyamcılık yapmamışlardır.
Bu duruşlarının Kılıçdaroğlu’nu çok sevip güvendiklerinden ya da Özgür Özel’e güvensizliklerinden dolayı olmadığını çok iyi biliyorum.
Bu kişiler sadece verdikleri imzanın ve sözün arkasında durma gibi bir erdemlilik göstermişlerdir…
Siyaset eyyamcılık yapmak değil, dik duruş ve verdiğin sözün arkasında durmaktır…
Umarım bu yazı birilerinin kulağına küpe olur…