Emin olun hiç kimse yarının ne olacağını bilmiyor ve çok endişeli.
İş adamı yatırımından ve ticaretinden endişeli…
Çiftçi, tarlasının elinde kalıp kalmayacağından endişeli…
Üretici, serasındaki ürünlerini satıp satamayacağından endişeli…
Esnaf, gününü sadece siftah ile kapatıp kapatmayacağından endişeli…
İşçi, ertesi gün işine devam edip edemeyeceğinden endişeli…
Öğrenci, okulunu bitirdiğinde iş bulup bulamayacağından endişeli…
Ev kadını akşam çocuklarına tencere kaynatıp kaynatamayacağından endişeli…
Ve en kötüsü,
İnsanlar bir şeyler söylediğinde bunun “suç olup olmayacağından” endişeli…
İfade özgürlüğü insanın en temel hakkıdır…
Endişelerini dile getirmekte özgür olamayan insanların yaşadığı ülkede demokrasi ve hatta cumhuriyet tehdit altında demektir.
Antalya TED Kolejinde görev yapan edebiyat öğretmeni Emine Karakaş, Cumhuriyet Bayramı töreninde günün önemini ve “cumhuriyetin hangi tehditler altında olduğunu” belirten bir konuşma yaptı.
Vayyy…
Sen misin cumhuriyetin tehditlerini söyleyen,
Sen misin “Türkiye Yüzyılını eleştiren..”
Hemen İktidarın trolleri saldırmaya başladılar sosyal medyadan…
“O azgın sürtük derhal tutuklanmalı ve öğretmenlikten el çektirilmeli.
Kemalist pislik militan…”
“Atın şu kadını içeri. Şimdi serbest bırakırsanız bu karı yanıma kar kaldı der.”
“Okul bu kadını uzaklaştırmazsa kesin olarak kapatılmalı…”
“Bu kadın hemen tutuklanmalı…”
Ve benzeri bir sürü trollerin mesajları…
Cumhuriyete yönelik tehditleri anlatan, uygulamaları eleştiren bu öğretmen ne yazık ki troll saldırısını dikkate alan Emniyet ve Savcılık tarafından gözaltına alındı…
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı, maalesef ilk yüzyıldaki anlayışla sürüyor hala…
Eleştiriye tahammülü olmayan, bu nedenle ifade özgürlüğünü boğazlamak için her şeyi yapan iktidarlarla bu yüzyılı demokrasiye evirmek çok güç…
Emine öğretmene yapılan bu haksız ve hukuksuz uygulama ne kadar üzücüyse, “iki Antalyalı yerel gazetecinin de trollerin saldırı korosuna kendi hesaplarından aynı şekilde katılmaları da” bir o kadar üzücü…
Gazetecilik özünde “ifade özgürlüğüne” dayanan bir meslektir.
Bu nedenle ifade özgürlüğüne yönelik her türlü saldırıya karşı koymaları mesleklerinin zorunlu gereğidir.
“Camide ve kışlada siyaset yapamazsınız” şeklinde tek bir satır yazısı olmayan bu yerel gazeteciler, ne yazık ki iktidara yaranmak için bu öğretmenimize “okulda siyaset yapma” diyerek kendince savunma mekanizması içindeler…
Eski bir öğretmen olarak onlara şunu söyleyeyim;
Okullar devlet yönetiminin, siyaset kurumunun, cumhuriyetin ve monarşinin, kuruluş ve kurtuluşun öğretileceği tek kurumdur.
Bu nedenle okullara siyaset bilimcilerin atamasının yapılması gerekirken imam atayan zihniyeti koruyan bir anlayışa hizmet ettiğinizin farkında mısınız?
İşte benim endişem de bu…
Seni tanımasam vallahi, billâhi” Türkiye’yi bu aymazlardan Atatürk’i bu yaramazlardan milleti bu kara cahil sürüsünden kurtarmaya Aydan gönderdiler “ derim. Seviliyorsun koca yürekli insan.
Bu konuda en iyi örnek İran in İslam rejimine nasıl geçtiğini cahil halkın humeyni için nasıl yollara döküldüğünü görmektir sonuç hüsran son pişmanlık fayda etmeyecektir ister ılımlı ister isimsiz olsun
Teşekkürler sevgili arkadaşım. Kalemine yüreğine sağlık. Duygularımızı yansıtmışsın.