Sevgili okurlarım iki gündür ülkemizin çeşitli yerlerinde büyük yangınlar nedeniyle gözyaşlarımız dinmiyor. Bu afette birçok canlı hayatını kaybetti ve birçok insanımız da evlerini, geçim kaynaklarını kaybettiler. Mağduriyetin maddi boyutu bir şekilde zamanla yerine konabilecek olsa da yaşamı maalesef geri getirmek mümkün değil. Bugün çok zor kalemimi elime aldım çünkü giden canların ağırlığını üzerimde hissediyorum bir insan olarak, çok öfkeliyim. Fakat bir yanım da geride kalan masum insanlar ne olacak diye soruyor. Dostlarım, yaşam hergün biraz daha ellerimizden kayıp giderken bugün sizlere afet sonrasında sıkça karşılaştığımız Travma Sonrası Stres Bozukluğu’ndan bahsedeceğim.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu, yaşanılan ya da şahit olunan herhangi travmatik bir olay (afet, istismar, kaza, yaşam tehlikesi vb.) sonrasında, kişinin olay artık yaşanmıyor olsa da aynı duygusal, bilişsel ve bedensel tepkileri vermesi halidir. TSSB geliştirmek için fiziksel olarak yaralanmanız gerekmez. Bir arkadaşınıza, bir aile üyesine ve hatta bir yabancının zarar görmesine veya tehdit edilmesine tanık olmanız da TSSB geliştirmenize neden olabilir. Travmaya maruz kalan insanların çoğu travmaya bağlı olarak bir süre stres yaşarlar ancak herkes TSSB geliştirmez.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun ayırıcı özelliklerinden bazıları, kişiler genellikle eskiden zevk aldıkları şeylere olan ilgilerini kaybederler. Çoğu TSSB hastası travmayı tekrar tekrar yaşar ve görüntüler, kokular, sesler veya hayaller tarafından tetiklenen geçmişe dönüşler yaşar. Yıllar sonra bile tepkiler olayın ilk gerçekleştiği andaki yoğunluğunu korur. Diğer semptomlara bakacak olursak, travmatik bir olaydan sonra depresyon, kaygı, geçmişe dönüşler, kaçınma, izolasyon, uykuya dalma ve devam etmede güçlük, konsantrasyon problemleri, sinirlilik, abartılı bir irkilme tepkisi ve aşırı duyarlılık gibi belirtiler genellikle Akut Stres Bozukluğu’nda gözlemleriz. Bu belirtilerin bir aydan uzun sürmesi durumunda Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nu düşünmemiz gerekir.
Yukarıda belirttiğim tepkiler esasında bizi tehlikelere karşı koruyan sağlıklı mekanizmalardır. Afet gibi olaylar, insanların güvende olma algılarını tehdit eder. İnsanoğlu otomatik olarak güvende olduğuna inanmak ister. Ancak yaşanan travmalar bu güveni sarstığında, olaylar olmasa da kişi tetiktedir ve vücudu alarm halindedir.
Her insanın olaylara verdiği tepki ve sorunlarla başa çıkma tarzı farklıdır bu nedenle travma sonrasında kişi semptom göstermese de olaydan etkilenmediği ya da gelecekte semptom göstermeyeceği anlamına gelmez. Travmaya maruz kalmış kişilerin vakit kaybetmeden travma çalışmasına katılmaları gerekmektedir. Uzun yıllardır travmayla en hızlı ve en iyi sonuç verdiği düşünülen metod EMDR Travma Tedavisidir. Ülkemizde de bu alanda çalışan çok iyi terapistler mevcuttur. Her deprem ve fekalet sonrasında EMDR Travma İyileştirme Grubu ücretsiz destek vermektedir. Başımız sağ olsun, geride kalanlara sabırlar diliyorum dostlarım.