Sınırda kişilik bozukluğu teşhisi konan kişiler, duygularını yaşamlarını ciddi şekilde engelleyebilecek günlük iniş çıkışlar geçirir. Bu bozukluğun semptomları arasında sadece duygusal dengesizlik yok, aynı zamanda başkalarına bağımlılık, reddedilme korkusu, güvensiz kendilik hissi, kişiler arası sınırlarla ilgili sorunlar ve kendine zarar verme girişimleri de vardır. Borderline hastalarında intihar riski, genel popülasyondakinin çok üzerindedir. Bu bozukluğu olan insanları tanıyorsanız, bu semptomları hareket halinde görürsünüz ve onlarla bir ilişki kurmanın zorluğunu bilirsiniz. Bununla birlikte, hayatlarının ne kadar acı verici olabileceğini farkedip konuşma esnasında kargaşaya neden olabilecek kelimeleri özenle seçmemeye gayret edersiniz.
Bireyin gelişim çerçevesi içinde kimlik duygusu, sürekli bir iç eleştiri ve suç akışı ile bozulabilir. Borderline kişilik bozukluğu olan bireylerin özeleştiri boyutunda yüksek olan bireylerin kişiler arası ilişkilerden kaçınma olasılıkları daha yüksek olacaktır, çünkü başkalarından aynı yüksek eleştiriyi almaktan korkarlar.
Sınırda Kişilik Bozukluğu hastaları öfkelendiren, sevdiklerini rahatsız eden ve tedavi etmeye çalışan klinisyenler için zorlayıcı bir rahatsızlıktır. Bu bireyler için daha etkili bir tedavi yaklaşımlarını arayan güçlü çalışmalar olmuştur. Uzun süreli prognostik çalışmalar çoğu hastanın uygun tedavi sonunda iyileştiğini doğrulamaktadır.
Borderline için özel olarak herhangi bir ilaç belirtilmediğinden, psikoterapi tercih edilen birincil tedavi olmuştur; Diyalektik Davranışçı Terapi, Aktarım Odaklı Terapi, Bilişsel Tabanlı Terapi, Zihinsel Tabanlı Terapi, Şema Odaklı Terapi ve diğerleri sınırda kişilik bozukluğuna yönelik tedavi yaklaşımları olarak sunulmuştur. Yetenekli bir terapist ile güvenilir bir terapötik ittifak, sınırda kişilik bozukluğuna sahip danışanlar için olumlu bir sonucu öngörür.