Çocuklarımız için her şeyin en iyisini ve en güzelini istiyoruz elbette.
Kendimiz için olmasa bile, onlar için elimizden gelenin en iyisini de yapmaya çalışıyoruz.
Kıyafetlerini seçmekle başlıyoruz. Yemekleriyle devam ediyoruz. Okulunu, çoğu zaman sınıfını, hatta arkadaşlarını bile belirliyoruz. Yetmiyor seçeceği bölüme (meslek) karar veriyoruz. Onunla da kalmayıp başka seçenek bırakmıyoruz.
Neden?? Çünkü “Biz Onun Adına Her şeyin En iyisini Biliriz, O En İyisine Layık.”
Peki ya hata yapıyorsak?
Evet, Kesinlikle Hata! Öncelikle şunda hemfikir olalım; anne-baba rolü gereği çocuğu üstünde belirleyici olabilir. Fakat bu müdahale anlamında değil, rehberlik etme anlamındadır. Destek olma, yön gösterme anlamındadır.
Elbette ki arkadaşları konusunda gerekli durumda uyarmalı, seçeceği mesleği değerlendirmeliyiz. Ancak tam da bu kadar.
Bunun nedeni; kendini keşfetmesi, sorumluluk almayı öğrenmesi, sebep sonuç ilişkisini yaşayarak görmesi, ebeveyn ile sağlıklı ve paylaşımlı ilişki kurabilmesi, özgüveninin gelişmesi için.
Bu yüzdendir ki; YKS sonuçlarını değerlendirirken, kendi duygularınız üstünden değil çocukların duyguları ve istekleri üzerinden değerlendirin. Gelecek kaygısına sebep olmayın. Beklentisi yüksek anne-baba çocukta hem stresi hem kaygıyı arttırır.
Başarıyı Değil, Çabayı Takdir Edin.
Sonuç ne olursa olsun, destek olmaya devam ettiğinizi hatırlatın.
Tahtını yapmak isterken, kendisine uygun olmayan seçimlere yönlendirmeyin.
Sınav sonucunun, hayatta istediklerine ulaşması konusunda sınırlayıcı olmadığını belirtin.
Kararlarına saygı gösterin.
Endişelerini paylaşın.
Ve unutmayın; onların sadece emanetçisi olabilirsiniz, çobanı değil.