Devlet Su İşleri’ne göre ülkemizde yıllık ortalama yağış yaklaşık 574 mm’dir. Bu da yılda ortalama 450 milyar m3 suya denk gelmektedir. Günümüz koşullarında çeşitli amaçlar için tüketilebilecek su miktarı 94 milyar m3’tür. Yeraltı su miktarı ise 18 milyar m3 kadardır.
Ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yılda ortalama toplam 112 milyar m3 olup, 57 milyar m3’ü kullanılmaktadır. Bunun 44 milyar m3’ü sulama suyu olarak kullanılırken, 13 milyar m3’ü içme ve sanayi tesislerinde kullanılan sudur.
Türkiye’de kişi başı kullanılır su miktarı 2000 yılında 1 652 m3, 2009 yılında 1 544 m3, 2020 yılında ise 1 346 m3 olmuştur.
Nüfusumuz hızla artmaktadır. Mülteci ve sığınmacılarla birlikte nüfus artışımız daha da hızlanmıştır. Bu arada yabancı göçler nedeniyle nüfus artışına karşı olduğumu ifade edeyim. Buna karşın yaşlanan kendi nüfusumuzun gençleşmesi için çocuk sayımızın artması gerektiğini düşünüyorum.
Artan nüfus ile birlikte kişi başına düşen su miktarının giderek azaldığı ve azalacağı görülmektedir. Kullanılabilir yıllık su miktarının 2030 yılında kişi başına 1.200 m3 olacağı, 2040 yılında 1 116 m3’e, 2050 yılında ise 1 069 m3’e kadar düşebileceği öngörülmektedir.
Yani, Türkiye’nin kişi başına kullanılabilir su potansiyeline bakıldığında, su baskısı yaşayan ülkeler arasında yer almaktadır. Suyla ilgili politikalarda değişikliğe gidilmesine rağmen ve hızla tedbirler alınmaya başlanmasına rağmen, istenilen seviyelerde olmadığımızı söyleyebiliriz.
Suyun doğru ve idareli kullanılması konusunda acilen bilinçlenmemiz gerekiyor. Aldığımız önlemlerin kağıt üzerinde kalmasını veya yavaş yavaş ilerlemesini izlemeyelim. Su tasarrufu ve amacına göre su kullanımı son derece önemlidir.
-Suyun depolanmasıyla ilgili tedbirlere hız verilmelidir.
-Yağmur hasatı çalışmalarına başlanması çok önemli. Bu önlemleri hem şehir merkezlerinde hem de kırsalda daha da genişletmeliyiz.
-Sulama suyu kayıpları azaltılmalıdır. Hala karıkla veya salma sulama yapılan yerler vardır.
-Damla sulama sistemine tam olarak geçilebilmiş değildir.
-Kaçak su sondajlarına devam edilmektedir. Yeraltından çıkarılan suların ortak kullanımı teşvik edilmelidir.
-Şehir yaşamında evlerde kullanılan sularda tasarruf önemlidir. Bu konuda çalışmalar yapılmalıdır.
-Kamu kurumlarındaki su kayıplarının daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bozulan musluklar, patlak boruları bütçe yok diye ihmal edilebilmektedir.
-Park ve bahçelerin sulanmasında daha dikkatli olunmalıdır. Her gece saatlerce sulama yapmaya gerek var mı? Özellikle site bahçelerinde çim bakımı diye ıslak toprak sürekli sulanabiliyor. Yağmurlu havalarda bile park ve bahçelerde sulama yapılıyor.
-Düşen yağmur sularının toprağa ulaşması için daha az betonlama önemli. Yani rant için imarlamadan vazgeçilmelidir. İmar planı demek daha fazla betonlaşma demektir.
Son yıllarda düşen yağış miktarındaki azalmaya hepimiz şahidiz. Hal böyle olunca yerüstü ve yeraltı su kaynakları azalıyor. Türkiye olarak su krizine girmeden önlemleri sıkılaştırmalıyız. Bilinçlenmeli ve bilinçlendirmeliyiz.