Spor yazarı değilim. Ancak gençliğinde az da olsa lisanslı amatör futbolculuk da yapmış biri olarak iyi bir futbol izleyicisi olduğumu söyleyebilirim. Dolayısıyla yaşanan bazı olaylar beni yazmak durumuna getiriyor. En azından baktığım pencereden görüşlerimi aktarmak istiyorum.
Antalyaspor’un iç saha maçlarının hepsini tribünden izleyerek, heyecanla takip ediyorum. Bazı olumsuzluklara, haksızlıklara zaman zaman şahit oluyoruz. Her hafta TV ekranlarından lig maçlarını takip etmeye çalışıyorum.
Türk futbolu adına bu yıl tuhaf olaylar yaşanıyor. Sahadan çekilen takım, sahanın içine kadar girip hakem yumruklayan kulüp başkanı, maç sonlarında herkesi tehdit eden başkanlar. Derebeyi edasıyla konuşan, parmak sallayan teknik direktörler… Say say bitmiyor.
Hakem tartışmaları ise hiç bitmiyor. Her hafta mutlaka tartışılan kararlar veriliyor. Ancak genel anlamda iki takım lehine verilen kararlar ön plana çıkmaya devam ediyor. Bu sadece benim değerlendirmem değil. Neredeyse tüm spor kamuoyunun ortak görüşü bu yönde.
Özellikle bu iki takım karşısında Anadolu kulüplerinin lehinde büyük hatalar yapılmıyor. Sebebi her neyse, maalesef bu şekilde…
Son haksızlık geçtiğimiz hafta sonu yaşandı.
Birisi Fenerbahçe-Kasımpaşa maçındaki penaltı kararı. Diğeri de bir gün sonraki Galatasaray-Antalyaspor maçındaki maç katli.
Her iki karar için de futbol yorumcusu, yazarı, spor adamları, eski teknik adamlar, eski hakemler neredeyse hepsi aynı görüşteler.
Özellikle Galatasaray-Antalyaspor maçında yaşananlar büyük hayal kırıklığı.
Daha maçın başında hakemin fişi çekmek istediğini anladık. Olmayan bir penaltı VAR edildi. VAR sistemi olmasa, hakem böyle görmüş diyeceğim. Ancak VAR’da dakikalarca incelenip de bu kararın çıkması normal olamaz.
Antalyaspor beraberliği hemen sağladıktan sonra Galatasaray adına muhteşem bir iş daha çıktı. Ofsayttan atılan gol kabul edildi. Gol dediler ve gol (!?) oldu.
Yarı otomatik sistem bir ofsayt çizgisi çekti ki sanırım hiçbir tasarımcı böyle çizgi çizemez. Top atılmadan çizilen bu çizgiye göre maalesef ofsayt yok.
Yayıncı kuruluş bazı pozisyonları tekrar tekrar gösterirken bu gole gerek bile duymadı. Yorumcular lal…
Maç sırasında ayağına basılan Antalyasporlu futbolcu önemsenmedi bile. Direk ayağına dalınan futbolcu önemli bile değil…
Velhasıl… Antalyaspor katledildi. Tuz koktu. Türk futbolu büyük darbe aldı.
Sparta Prag maçının hakemi yönetseydi, Galatasaray darmadağın olmuştu. Karşısında ara transfer bile yapamayan, kısıtlı kadroya sahip bir Antalya var.
Bu futbol yönetim anlayışıyla ülkemizin takımlarının uluslararası müsabakalarda başarı elde etme ya da şampiyonluğa oynama şansı yok. Olamaz da. Haksız kazananlar tıpkı Prag’da olduğu gibi yok oluyorlar.
Türkiye’de futbolumuz yönetilemiyor. Farklı ülkelerde futbolcu olan gençlerimiz ülkemize gelmek istemediği zaman kimse onları suçlamasın. Biz bu futbol yönetimine sahipsek onların da öyle hakları olduğuna saygı duymalıyız.
Evet, futbol sadece futboldan ibaret değil, bunu anlıyoruz. Ancak duygularımızla oynanıyor. Galatasaray-Antalyaspor maçının oynandığı pazartesi gecesi sosyal medyadan yazdığımı tekrar etmek istiyorum:
Devletimizin sayın yetkilileri. Türk futbolu bu şekilde yönetilmeye devam ederse futbol üzerinden gerginlik yaşanmaya devam edecek. Bu ülkenin insanlarının futbol sevgilerine yazık etmeyin lütfen. Ne Fenerbahçe’nin ne de Galatasaray’ın bunlara ihtiyacı yok. Türk futbolunun rezil olmasına, yok olmasına, katledilmesine izin vermeyelim.