Ülke tarımımızın çok çok önemli sorunları vardı, mevcut halde bu sorunlar devam ediyor ve devam edeceğini de öngörüyorum. Bu öngörümün en önemli sebeplerinden birisi en eğitimli sayılan tarım paydaşlarına baktığımda ortaya çıkıyor. Bu da tarımın eğitimine dayanıyor.
Bunun detaylarını yazmak kolay, gelecek tepkileri göğüslemek de kolay. Ancak buna değip değmeyeceği ya da bir işe yarayıp yaramayacağı konusunda şüphelerim var. Ancak kendimce bazı uyarıları ya da tespitleri yazmadan, konuşmadan da edemiyorum.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. İbrahim Ortaş hocamız da sıklıkla bunu yapmaya çalışıyor. Yazıyor ve paylaşıyor. Son gelen paylaşımında tarım eğitiminin içler acısı durumu ortaya koymuş.
İbrahim hocanın da ifade ettiği gibi ziraat mühendisleri; “bitkisel üretimde, yeni çeşitlerin verim ve kaliteye katkısı için bitki ıslahında, insanların sağlıklı şekilde daha iyi beslenmesinde, diğer bilim dallarıyla irtibatlı şekilde yeniliklerin üretilmesinde, bilimsel araştırmaların yapılmasında, farklı girdilerin üretilmesinde, danışmanlık hizmetlerinde, eğitimde vb. alanlarda yer alan uzmanlardır.”
Peki tarımın eğitimi ne durumda ki sorunların kaynağını buraya bağlıyoruz?
Yine İbrahim Ortaş hocanın paylaşımını dayanak alarak söyleyelim. “Ziraat Fakültelerine gelen mevcut öğrenci profili maalesef tarımın eğitiminin istenilen seviyelerde yapılmasına olanak sağlayacak gibi görünmüyor.” Neden mi?
En son söylenebilecek bir ifadeyi en başta yazalım. “Diplomayı verseniz de gitsek durumundalar.” Ama diplomanın bir karşılığı olmalı, değil mi?
-Derslere katılan öğrenciler sallana sallana geliyorlar. Yani not alacakları bir kağıt parçası ve kalem birçoğunda yok. İlgili dersin kitabı zaten ilgileri dışında.
- En merak edilen konu, ders anlatımında yararlanılan sunumun (power point) kendilerine verilip verilmeyeceği. Çıktıları alıp veriyoruz, derse gelirken okuyun ve üzerine notlar alırsınız dememize rağmen getirmiyorlar bile.
-Ders anlatımı sırasında dinliyormuş gibi yapılıyor. Soru-cevap işine girildiğinde bu anlaşılıyor. Hatta hangi sorulara cevap verilemediğini yazmıyorum bile.
-Sınavlara sadece bir gece önce ve birkaç saat çalışılmakta.
-Bunu kesinlikle sorarız dediğimiz ve cevabını verdiğimiz soru bile cevaplanamıyor. Buna bir örnek vereyim. Her yıl mutlaka sorduğum ve cevabı belli sorularımdan birisi şudur:
“Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ı Lügat-it Türk’ünde geçen büken ismindeki sebze karpuzdur.” Birçok öğrenci Kaşgar’ı, Kaşgarlı Mahmud’u, Divan-ı Lügat-it Türk’ü bilmediği gibi cevap olarak karpuz diyemeyen bile var.
-Yani edebiyat, tarih, coğrafya gibi konulardaki eksiklikler hat safhada. Ya biyoloji, fizik, kimya, matematik vb. temel dersler ne durumda derseniz, bunlar da aynı durumda. Bu temel derslerdeki eksiklikler önümüzdeki yıllarda artarak devam edecek diye düşünüyorum.
-Eğitimin kalitesinden bahsedenler bu temel derslerin ziraat fakültelerini odağına alarak anlatılmasını sağlamalıdır. Bunu muhataplarına anlatmaya çalıştığım için buradan da yazıyorum. Bu dersler, öğrencilerin işine de yaraması gerekiyor. Örneğin kimya dersi, eğitim alan öğrencinin alanıyla ilgili anlatılabilmeli. Toprağın kimyası ziraat mühendisini ilgilendirmiyor mu?
-Ziraat fakültelerine gelen öğrenciler derslere devam etmek istemiyorlar. Devam zorunluluğu alınmasa neredeyse boş sınıfa ders anlatılacak. Zorunlu gelenlerle de ancak bu kadar gidiyor.
-Tıp fakültelerine, bazı mühendislik fakültelerine, hukuk fakültelerine belirli bir sıralamanın altında kalan öğrenciler tercih edemez iken, ziraat fakültelerinde bu sıralama yoktur. Fakültelere göre değişmekle birlikte 300 bin ve altındaki öğrenciler tercih edebilse acaba eğitimin durumu daha iyi olabilir mi, tartışılmalıdır.
-Üniversitelere gelen öğrencilerin durumları aslında liselere, ortaokullara ve hatta ilkokullara kadar iniyor. Oradaki eğimin durumunu da yıllardır gözlemliyoruz. Sorunların çözümüne oralardan başlamak gerekiyor.
-Tarım eğitiminin çıkmazda olduğunu görebiliyoruz. Buna rağmen kalite artışı yerine sürekli yeni ziraat fakülteleri açılıyor. Mevcut işsizler ordusuna sahip bir meslek haline gelen ziraat mühendislerinde nitelik artışına odaklanılması gerekiyor.
Peki öğrencilerden şikayetçiyiz de biz eğitim verenler çok mu iyiyiz?
Maalesef tarım eğitiminin bir başka sorunu da eğitim kadrosu. Bir sorunu, bir konu üzerindeki tartışmayı dillendiremeyenlerden nasıl bir eğitim verilmesini bekleriz? Öğrenciler istemese de yaptığı dersin uygulamasını yapmaktan kaçanlar hangi kaliteye yol açacaklar?
Öğrencinin sorunlarına çözüm odaklı yaklaşmak yerine tepeden bakıcı olanlara çözüm bulunamıyor.
Eğitimin kalitesinin arttırılması hususunda belge hazırlığına dayanan akreditasyon çalışmalarının olumlu yansımaları olacağına pek katılmıyorum.
Kağıt üzerinde ispat edilen, gösterilen kalite yerine, önce yerinde, alanda kalite sağlanırsa, kağıt üzerine yansıması daha kolay olacaktır.
Not: Birkaç hafta benzer konulara devam edeceğim. Bu yazıma layıkıyla işini yapan dostlarımız lütfen alınmasın. Ayrıca istekli, hevesli, kendini yetiştirmek için öğrencilerimiz de mevcuttur. Değerlendirmenin bu açıdan ele alınmasını rica ediyorum.