Geçtiğimiz yıl ülkemizde yaşanan orman yangınları canımızı çok yakmıştı. Özelikle günlerce söndürülemeyen Manavgat ormanlarının yanması hepimizi derinden yaralamıştı. Ege Bölgesi’nde Marmaris ormanlarının yanması da öyle. Ülke genelinde çok fazla yangın mücadelesi yapılmıştı.
Bu yıl da Temmuz ayının ortalarında yangın haberleri yine içimizi karartmaya başladı. Ege Bölgesi’nde çıkan yangınları küçüklü büyüklü yangınlar izlerken Kemer ormanları bizi korkulu rüyaya itti.
Antalya’mızın güzelim ormanları bu yıl da yanmaya devam ediyor. Sadece Antalya’da değil ülkemizin farklı yerlerinden ormanların yandığıyla ilgili haberler düşmeye başladı. Manisa-Saruhanlı, Antalya-Kaş, Kahramanmaraş-Dulkadiroğlu ilçelerinde yangınlar çıktı.Yapılan açıklamalara göre şu an için Kemer hariç diğerleri kontrol altına alındı.
Özellikle hava sıcaklıklarının artması ve poyrazla birlikte nemin düşük seyretmesi, yangınların kontrolünü zorlaştırıyor.
Yangınlar sadece Türkiye’de değil dünyanın farklı bölgelerinde de var. Rodos adası neredeyse tamamen yandı. Cezayir’deki yangınlarda insanlar hayatını kaybetti. Sicilya Adası da yanıyor. Ve dahaları da var.
Orman yangınlarının çok önemli miktarının insan kaynaklı olduğunu biliyoruz. Ülkemizdeki yangınların %88’i insan kaynaklı. Bu oran içerisinde kasıtlı olanlar da var. Sigara izmariti gibi basit bir sebebe dayanan da var. Otel inşaatı için yakıldığı iddia edilen yangın felaketleri de var.
Geçtiğimiz günlerde MİT’in yaptığı nokta atışı operasyonda, geçtiğimiz yıl Manavgat, Marmaris vb. yangınların talimatını veren hain/hainler öldürüldü. Kurumlarımız mutlaka iz sürüyorlar ve nihayetinde tespit ediyorlar. Ancak barındırdığı canlılar ile birlikte yok olan ormanları kısa sürede geri getiremiyoruz.
Orman yangınlarına karşı alınacak önlemler var. Bunları sık sık duyurmalıyız. En küçüğünden en büyüğüne kadar insanlarımızı bilinçlendirmeliyiz. Sıkı tedbirler almalıyız. Ülke genelinde geçtiğimiz yıl tedbirler hususunda biraz gecikme olsa da bu yıl daha dikkatliyiz.
Orman yangınlarına karşı piknik alanlarının yasaklanması illaki önemli bir tedbirdir. Ancak bu iş piknikçi işinin ötesinde diye düşünüyorum.
Planlı, programlı yangınlarla mücadele etmek oldukça zor. Dolayısıyla önlemlerin de sertleşmesi gerekiyor. Açıkçası ormanlık alanlara giriş çıkışların çok kontrollü olduğunu düşünmüyorum. Özellikle turizm bölgelerinde daha dikkatli olunmalıdır. Kamera ve dron kontrolü son derece önemli.
Bu yangınların dünya ölçeğinde organize edilme durumunu da göz önünde bulundurmalıyız. “The Economist”Dergisinin kapağı iyi bir örnek diye düşünüyorum.
Dünyanın her tarafında başlayan yangınları sıcaklıkların artmasıyla açıklamak pek tatmin edici değil. Bunlar komplo teorisi demeden önce küresel sistemi detaylı okumalıyız. Küresel organize işleri anlamak ve mücadele etmek hiç de kolay olmayacaktır.