Tarım Kanunumuz diğer bazı kanunlarla birlikte bir torba yasa ile değiştirilecekmiş. Kanunun değişim gerekçesinin temelini üretim planlamasının oluşturduğunu biliyoruz. Türkiye’de tarımın en önemli sorunlarından birisi üretim planlamasının olmamasıdır.
Peki yapılacak olan kanun değişikliği üretim planlamasını sağlayacak mıdır? Kendimizce değerlendirmeye çalışalım.
Yapılması planlanan değişikliğin temeli neye dayanıyor dersek, ceza sistemi olduğunu söyleyebiliriz. Teşvikle, önermekle, üreticiyi yönlendirme düzenlemeleri yerine ceza sistemi var.
Yani tarımımızın dizaynını yine çiftçiler üzerinden yapıyoruz. Diğer mevzuat düzenlemelerini de çiftçiler üzerinden götürmeye çalışmıştık. Reçete Yönetmeliği, Zira İlaç, Gübre ve Tohum Bayiliği, Tarım Danışmanlığı, Üretici Birlikleri ve benzeri birçoğunu sayabiliriz. Bunların uygulamada tam çalışan bir sistem olduğunu söylemek ne kadar doğru, incelemeye muhtaç.
Planlanan kanun değişikliği taslağında Tarım Bakanlığının belirlediği ürünleri izin almadan üretenlere 5 yıl destekleme yapılmayacak. Ayrıca para cezası da var. Bu ürünleri izin almadan üretenler birinci tespit edilmelerinde yazılı uyarılacaklar. Bu uyarıdan sonra bir yıl içerisinde yine kurala uymayanlar olursa destekleme programından çıkarılacaklarmış. Buna rağmen bir sonraki yılda yine devam ederlerse brüt gelirden %1-5 arası para cezası verilecek. Çok yıllık ürünlerde de benzeri bir sistem var.
Buğday üzerinden yapılan örneklemeye bakalım. Konuşulan rakamlar üzerinden gidelim. 20 milyon ton buğday ihtiyacımız var, 25 milyon ton değil de 22 milyon üretecekmişiz.
Farz edelim ki buğday izin alınması gereken bir ürün. Öncelikle soralım, mevcut halde biz tam olarak ne kadar buğday ürettiğimizi biliyor muyuz? Hatta genişletelim, yasalar gereği üretimi belirli olan çok az sayıda ürün hariç, diğer tarım ürünlerinde ne kadar ürettiğimizi kesin olarak biliyor muyuz?
Öncelikle ülkemizin bir istatistiksel veri sorunu var. Planlama doğru veriler üzerinden yapılabilir. Henüz doğru veri yokken yapılacak olan düzenlemede cezalandırma var.
-Hadi daha somut örnek verelim. Seracılık yapan bir aile yayla bölgelerinde kendi ihtiyacı için buğday üretiyor. Kayıtlarda yok. Tapulu arazi var. Yağmur yağarsa verim iyi oluyor, fazlasını da satıyor. Bu üretici nasıl izin alacak? Kota dolarsa ne yapacak? Yayla bölgesindeki kıraç arazisine de sadece buğday ekebiliyor. Değişikliğe göre de iki yıl değerlendirmezse bakanlık kiralayacak. Buradaki karmaşayı nasıl çözeceğiz.
-Üreticiler geleneksel ürettikleri ürünleri üretmeye devam edecektir. Onlara bir anda ceza vermek nasıl bir tepki veya sosyal sorun oluşturur, düşünüldü mü?
-Çukurova’da pamuk ihtiyacını karşılayacak kadar üretim planlaması yapıldı. Söke üreticisi ne olacak? Onlar da sadece pamuk üretiyor.
-Sürekli mısır üreten birisine mısır ekme denilince üretici ne yapacak. Karpuza mı dönecek. Peki üretici bu ürünlerden zarar ederse kim karşılayacak?
-Miras sorunlarından dolayı paylaşılamayan tarlalar, bahçeler var. Buralarda üretim yapılmaz ise Bakanlık nasıl kiraya verecek, kime kiraya verecek? Önce yerleşim bölgesinde bulunanlara öncelik verileceği söylenebilir de mülk sahipleri bunu kabul edecek mi? Ya da artçı başka sorunlar ortaya çıkabilir mi?
-Mevcut değişiklik izin, ceza ve belirlenen ürün ve miktar dışında üretime izin vermeyecek. Bunu getirisini aslında şu şekilde yorumlayabiliriz. Ürün ve kişi bazında ilerleyecek bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz. Peki hangi ürünler ve hangi kişiler?
-Örneğin bazı köylerinde yatırım yapmak isteyenler, önceden Bakanlığa başvurup belirlenen ürünlerde büyük alanlarda üretim yapmak isterlerse ve kotayı bunlar doldurursa, köylü bu ürünleri üretemeyecek mi? Antalya’nın Korkuteli İlçesinin X köyünde şanslı bir kişi nohut üreteceğim dedi. Binlerce dekar alanı kiraladı. O köylüler şehir merkezinde üç harfli marketler için göç mü edecek?
-Köylerimize geri dönüş için planlamalar yapıyorduk. Yapılan kanun değişikliği bunu sağlayacak mı? Bakanlıklar arası uyum düşünüldü mü?
-Havza modeli üretim planlaması vardı. Ondan neden vazgeçtik?
-Elde edilen ürünlerin ne kadar ihracatının yapılacağı da sanırım düşülüyordur.
- Kendisi hakkında karar verilen çiftçiler acaba bu kanun değişikliğine ne derler?
-Son olarak da serada muz üretimi yatırımlarını kimler yaptı? Normal çiftçiler mi? Sanırım bu bireysel gideceğe benzeyen sistemin nasıl çalışacağını işaret edebilir.
-Yapılacak kanun değişikliğini, nüfuzlu kişilerin etki edememesi üzerine hazırlanmasını öneririm. Malum belirlenecek ürünler, ürün miktarı, kota, ticaret…
Sayın Bakanım, tarım ilgili düzenlemeleri yapmadan önce lütfen Türkiye genelinde mevcut sistemin nasıl çalıştığını bürokratlarımıza tecrübe ettirelim. Görüş aldığınız akademisyenleri, tarımsal üretim merkezlerine gidenlerden tercih edelim. Sonra her konu enine boyuna tartışılmalıdır.