Ülkemizde “Kıdem Tazminatı” ilk olarak 1936 yılında 3008 sayılı kanun ile iş hukukunda yerini almıştır. İlk iş kanununda kıdem tazminatına hak kazanabilmek için 5 yıldan fazla çalışma şartı aranılmıştır. Fesih türü ne olursa olsun 5 yılda fazla çalışanlara kıdem tazminatı ödenmesi öngörülmüştür.
“Bilumum işçiler hakkındaki fesihlerde, beş seneden fazla olan her bir tam iş senesi için ayrıca on beş günlük ücret tutarında tazminat dahi verilir.” (3008 sayılı İK.m.13/4)
Yıllar içinde yapılan değişiklikler ile işyerinde asgari çalışma süresi önce 3 yıla sonra 1 yıla düşürülmüştür. Halen 1 yıl olarak uygulanmaktadır.
Halen yürürlükte olan iki iş kanunu bulunmakta. 4857 ve 1475 sayılı iş kanunları. 1475 sayılı iş kanunu, 4857 sayılı iş kanunun yürürlüğe girmesiyle değişmiştir. Ancak kanunun değişmesine rağmen yürürlükte kalan tek maddesi KIDEM TAZMİNATI (1475/14.madde ) hükümleridir. 1475 sayılı kanun tek maddesi ile yürürlükte kalan bir kanundur.
Kıdem tazminatı kanunun aradığı şartların oluşması halinde çalışana yapılan bir ödeme türüdür.
Şartlar;
1- Aynı işverene bağlı çalışma süresinin en az 1 yıl olması,
2- İş sözleşmesinin işveren tarafından iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık nedenleri dışındaki nedenlerle fesih edilmesi halinde,
3- İşçi tarafından sağlık, iyi niyet ve ahlak kuralarına aykırılık veya işyerinde işin durması ve benzeri nedenlerle fesih edilmesi halinde,
4- Zorunlu Askerlik görevi nedeni ile,
5- Emeklilik hakkının elde edilmesi veya bu kapsamda yaş dışında gereken sigortalılık süresi ve prim gününün doldurulması nedeni ile,
6- Kadın işçinin evlenmesi halinde ,
7- İşçinin ölümü nedeni ile,
Çalışılmış olan sürelerin gerektirdiği kıdem tazminatı ödenmektedir
PEKİ İSTİFA EDEREK KIDEM TAZMİNATI NASIL ALINIR?
1-Kadın işçilerin evlendikten sonraki 1 yıl içinde istifa etmeleri, (resmi evlilik tarihi geçerli)
2- Erkek işçilerin zorunlu askerlik görevine gitmeleri,
3-Emeklilik için gerekli prim ödeme gün sayısını ve sigortalılık süresini doldurup, emeklilik için gerekli yaş şartını çalışmadan beklemek isteyenlerin istifa etmesi halinde kıdem tazminatı alabilirler.
İSTİFA ÖNCESİ İŞVERENE BİLDİRİM YAPMAYA GEREK YOK
Kadın işçinin evlenmesi, erkek işçinin zorunlu askerlik görevine gitmesi, emeklilik için gerekli yaş şartını çalışmadan beklemek isteyenlerin, istifa etmeden önce çalışma süresine göre daha önceden işverene istifa edeceğini bildirme zorunluluğu bulunmamakta.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 10.5.2012 tarih, 2010/10705 E. 2012/16586 K. kararında “Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır. “ şeklinde karar vererek evlenerek işten ayrılan kadın işçinin ihbar tazminatı ödemeyeceği açıkça ifade edilmiştir.
Ancak istifanın önceden bildirilmesi her ne kadar kanunen zorunlu olmasa da AHLAKİ olarak İŞVERENE önceden bildirmek gerekir.
KADIN İŞÇİ BOŞANDIĞI EŞİ İLE TEKRAR EVLENİR İSE KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?
Kadın işçinin boşandığı eşi ile tekrar evlenmesi hayatın olağan akışında yer alan, ancak çok sık karşılaşılan bir durum değildir. Kanunen bir engel olmamasına rağmen çiftlerin muvazaalı boşanması halinde konu davalık olabiliyor. Muvazaayı ispat yükümlülüğü iddia eden işverene ait. Eşinden boşanıp tekrar evlenen kadın işçinin boşanıp tekrar evlenmeyi işverenden sadece KIDEM TAZMİNATI almak için yaptığını ispat etmekte çok kolay değil.
Yargıtay 9.HD.2010/4176E.2010/5420K.01.03.2010 sayılı kararında: “…davacı kocasından 1.11.2004 tarihinde şiddetli geçimsizlikten boşanmıştır. Karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Boşanma dosya içeriğinde davalı eş boşanma istemine karşı koymamıştır. Dava tek oturumda bitmiştir. Davacı eski eşiyle 5.4.2005 tarihinde yeniden evlenmiştir. Davacı evlilik nedeniyle iş sözleşmesini 11.04.2005 tarihinde fesih etmiştir. Evliliğin kıdem tazminatına hak kazandıran hallerden olduğu tartışmasızdır. Ancak, davacı boşandıktan yaklaşık 5 ay sonra eski eşiyle evlenmiştir. Sözleşmeyi feshederek kıdem tazminatını evliliğini gerekçe yaparak yasanın koruduğu himayeden yararlanmak istemiştir. Dinlenen tanık ifadeleri, maddi olgular önünde inandırıcılığı kabul edilemez. Davacı boşanma davasında eşinin kendisini aldattığından söz etmiş davalı karşı çıkmamıştır. Bu davada iş şartlarını gerekçe göstermiştir. Davacı çelişkili davranmıştır. Dürüstlük kuralına aykırı hakaret etmiştir. Yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir.”
Eşinden boşanıp tekrar evlenerek evlilik nedeniyle sözleşmeyi fesih, Yargıtay’a göre hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olarak değerlendirilebiliyor.
Boşanıp tekrar eski eş ile evlenilmesinde kötü niyet yok ise KIDEM TAZMİNATI hak edilir.
Atasözü: “Niyet hayır akıbet hayır”