COVID-19 pandemisinin sebep olduğu tüm olumsuz gelişmelere rağmen, bu süreçten olumlu yönde istifade edenler de oldu. Bunların başında ise şüphesiz e-ticaret sektörü geliyor. Pandemi döneminde kapanmalardan olumsuz etkilenen perakende sektörünün yaraları e-ticaret işlem hacminde yaşanan ciddi artışlar sayesinde sarılmıştı.
Pandemi sayesinde sadece klasik e-ticaret alışverişlerinde artış gözlenmekle kalmayıp, yemek siparişlerinden market alışverişlerine kadar günlük alışveriş rutininin de önemli oranda e-ticaret sektörüne kaydığına şahit olduk.
Geçmişte sadece kargo şirketlerinin dağıtım ağları ile evlerimize ulaşan e-ticaret siparişlerinde yaşanan ciddi artış, pandeminin ilk günlerinde sektörde senelerdir bu hizmeti veren işletmelerin lojistik kapasitelerinin yetersiz kalmasına sebep olmuştu. Bu durum, sadece çevrimiçi alışverişlere odaklanan yeni nesil dağıtım ağlarının ortaya çıkmasının yanı sıra, belli başlı e-ticaret platformlarının kendi dağıtım ağlarını oluşturmaları ile sonuçlanmıştı.
Bu gelişmeler e-ticaret açısından lojistik operasyonlarının verimliliğinde iyileşme sağlamanın yanı sıra yeni çalışma alanları sağlayarak istihdam açısından da ciddi faydalar sağlamıştır. Özellikle motokuryeler ile gerçekleştirilen dağıtımlar daha hızlı ve pratik olmaları sayesinde hem tüketicilerin hem de işletmelerin tercih ettiği öncelikli dağıtım yöntemlerinin arasında yer alıyor.
Özellikle büyük şehirlerde çevrimiçi yemek siparişleri, küçük ölçekli market alışverişleri ve diğer e-ticaret alışverişlerinin dağıtımının yanı sıra damacana su ve tüp gibi mutfak alışverişleri ile eczanelere ilaç depolarından gerçekleştirilen ilaç dağıtımlarının da büyük ölçüde motokuryeler ile gerçekleştirilmesi sebebiyle yollarda yaşanan trafik karmaşası ve buna bağlı gelişen çatışmalar, yaralanmalarla sonuçlanan kazalar, hatalı park sorunları ve taşıtların kapasitesinin üzerinde tehlikeli bir şekilde aşırı yük taşımaya bağlı ortaya çıkan riskler gibi çok sayıda sorun da gün yüzüne çıkmaya başladı.
O yüzden de özellikle motokuryeler ile yapılan dağıtımlar başta olmak üzere şehir içi dağıtım hizmetlerinin tıpkı okul servislerinde olduğu gibi zaman, kapasite ve mesafe başta olmak üzere pek çok açıdan yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bu düzenlemeler özellikle bu alanda istihdam edilen gençlerin can ve iş güvenliğini sağlamanın yanı sıra tüketicilerin mağduriyetinin önlenmesi, trafik güvenliğinin koruma altına alınması ve lojistik maliyetlerinin optimize edilebilmesi açısından da önem taşıyor.