Tarım dışında yazdığım az sayıdaki yazılardan birisini daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu hafta Antalyalı genç bir senaryo yazarından, yönetmenden bahsedeceğim.
Bir haftadır Antalya'mızda bir film çekimi devam ediyor. Adı Palmiyeler Altında. Konusu Antalya ve gençlik kuşağı. Senarist diyor ki: "İyi veya kötü, gitmek veya kalmak, büyümek veya ergenlik; sınırlarda gezinen bugünün gençliğinin geleceğe karşı bakışını resmetmek önemli.”
Film seti, şehrimizin farklı yerleri ve açık alanlar. Ben Konyaaltı'nda, deniz kıyısında ziyaret ettim. Görenler hemen resim çekiyor ve paylaşıyor. Sosyal medya araçlarından paylaşımları görmüş olabilirsiniz.
Yönetmen ve aynı zamanda senarist Antalyalı. Genç sinemacımızın adı Alperen Albayrak.
Kendisini 13-14 yaşlarından beri tanırım. Dersleri çok iyi, başarılı bir öğrenciydi. Başarılı eğitim yaşamı lise yıllarında da devam etti.
Her karşılaştığımızda mutlaka derslerden bahseder, hangi meslek dalını seçeceğini konuşurduk. Her defasında “Sinema televizyon okumak istiyorum.” derdi.
Lise yılları bitince, üniversite girişinde hatırı sayılır bir Türkiye derecesi ile sinema televizyon tercihinde bulundu.
İş sıkıntısı yaşamaması düşüncesiyle ikna etmek isteyenleri dinlemedi. Kimse ikna edemedi. İllaki bu bölüm dedi. İstediğine de kavuştu.
Başarılı bir şekilde üniversiteyi bitirdi. İyi bir yabancı dil alt yapısı da oluşturdu.
Üniversite hayatı boyunca setlerde farklı rollerde görev aldı.
Videographer olarak bazı işler üstlendi. Kısa Film Festivali’nde 4 yıl boyunca gönüllü olarak çalıştı.
Bu işler sırasında kendi senaryolarını hayata geçirme gayretindeydi.
Bakanlık desteği ile “Derinlik Algısı” adında bir kısa film çekti ve pek çok festivale katıldı. Şu anda dijital bir platformda gösterimde.
“Palmiyeler Altında” kısa filmi kendi projelerinden birisi. Senarist ve Yönetmen kendisi. Yarışmaya da katılacak.
Zirveye adım adım çıkarken çok çalışmak önemli. O elinden geleni yapıyor.
Palmiyeler Altında şehrimizde çekiliyor. Antalya reklamı da yapılacak.
Bizler de beyefendi kişiliği ile yoluna devam eden bu gence destek olabilmeliyiz. Bu film için ilgili kurum, kuruluş ve kişilerin destek olmasını temenni ediyorum.
Sinemacı mı oldun, sinema yazarı, eleştirmeni misin, demeyin lütfen. Sinema deyip yaban ellere de atmamak gerekir.
Geçtiğimiz ay Boğaziçi Film Festivali’nde yaşananları görünce, sinemanın sadece izlemekten ibaret olmadığını anlamış olmalıyız. Boş verilecek bir alan değil.
Yıllardır izlediğimiz bazı sinemacıların hiç çekinmeden terör seviciliği yaptıklarını ve az sayıda bulunan Burak Haktanır gibi kişileri hatırlatmak gerekiyor.
O zaman bizim olanın, bizden olanın, içimizden bir gencin arkasında durmayalım mı?
Yolun açık olsun Alperen Albayrak…