Bu hafta sonu akademik bir program için sevgili dostum Prof. Dr. Abdullah Kök ile Kayseri’ye gittik. Benim için bu seyahat bir sılayırahim idi aynı zamanda. Doğup büyüdüğüm memleketin havasını bu vesileyle tekrar teneffüs etmek ayrı bir hoşluktu. Böyle bir fırsatı bulunca üniversiteden hocalarımı, yılların eskitemediği dostlarımı da görme imkânım oldu.
Kayseri elbette pek çok özelliği ile öne çıkan güzel ve tarihi şehirlerimizden biridir. Ticaretinden tutun yöreye özgü ürünler ve kendine has mutfağı ile herkesçe bilinir. Tarihî bir ticaret merkezidir her şeyden önce. Kayseri’nin bu çokça bilinen taraflarının dışında bugün size, Kayserililerin bildiği ama dışardan kişilerin pek bilmediği bir yönünden bahsedeceğim: Kıvılcım Kitabevleri…
Kayseri’nin en eski kitabevlerinden biri olan Kıvılcım Kitabevi, en büyük ve çeşit bakımından da en zengin kitabevidir. Aydın ve Ayhan Çetinkaya kardeşlerin 1987-1988 yılında kurdukları bu kitabevi, sadece Kayseri için değil çevre iller için de bir kitabevi olmaktan çok daha fazlası, bir kültür merkezidir. Kıvılcım kitabevlerinin alâmet-i farikalarından biri de tarihî yapıları kitabevleri için mekân olarak seçmeleridir. İlk şubeleri Hunat Camiinin arkasında Serâceddin Medresesidir. İkinci şubesi, birinciye oranla daha büyük olan şubesidir ve Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesinin karşısında Avgunlu Medresesinde hizmet vermektedir. Bu tarihî yapılar içerisinde hem tarihi solukluyor hem de hemen hemen her yayınevinin her türde kitaplarına ulaşma imkânına kavuşuyorsunuz. Kitabevlerinin otantik bahçelerinde de çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Ömürlerini kitap ve kültüre adamış Aydın ve Ayhan Çetinkaya kardeşler, ısrarla otuz küsur yıldır Türk kültürüne hizmet etmeye devam etmekteler. Kıvılcım Kitabevleri, Kayseri ve Türkiye için önemli kültür merkezleri olmasının dışında benim kişisel hayatım için de önemli bir kurumdur. Lise yıllarımdan başlayıp üniversite yıllarım boyunca havasını teneffüs ettiğim, kitap kokusuyla tanışıp uslanmaz bir kitap sevdalısına dönüştüğüm bir yerin adıdır. Bugün kitaplığımın büyük bir kısmı buradan alınmış kitaplardan oluşmaktadır. Dönem dönem çalışma şansını da bulduğum bu mekâna her hafta sonu Erciyes Üniversitesinin seçkin hocaları gelir burada resmen açık üniversite formatında sohbetler eder, kültür, sanat, edebiyat, tarih ve güncel konular üzerine konuşurlardı. Biz de “Kıvılcım Akademi”nin meraklı talebeleri olarak bu sohbetlerden müthiş zevkler alır bilgi dağarcığımıza yeni şeyler katardık. Gerçek anlamıyla Kıvılcım bir akademiydi bizim için. İnformal eğitimimizin kaynağı bu mekândır.
Maalesef bugün bu türden kurumların sayısı bir elin parmak sayısı kadar az. Tanrı, Aydın ve Ayhan Çetinkaya kardeşlere uzun ömür ve memleketin kültür hayatına hizmette de güç ve kuvvet versin. Ve yurdumun başka şehirlerine de böyle hizmette bulunacak mekânlar nasip etsin. Kitapsız medeniyet inşa edilmez!