Türkiye genelinde milli eğitim müdürlükleri Öğretmen Akademileri başlığı altında bir seri etkinlik başlattı. Yaklaşık 10-12 hafta süren bu etkinlik Edebiyat, Sanat, Müzik, Spor, Şehir ve Kültür gibi beş başlık altında yapıldı. Etkinlikler Antalya’nın kültür, sanat mekânları ve okullarda gerçekleştirildi. Kimi zaman söyleşi, kimi zaman gezi, kimi zaman atölye çalışması şeklinde yapılan bu etkinlikle öğretmenler ile sahasında uzman olan isimler buluşturuldu.
Bu etkinliklerin edebiyat ayağında ben de iki söyleşi ile bulundum. 10 Mayıs tarihinde “Bir Mektuba Sığdırılmış Poetika: Antalyalı Genç Kıza Mektup ve Ahmet Hamdi Tanpınar”; 17 Mayıs tarihinde de “Anadolu’dan Yükselen Şiirin Sesi: Cahit Külebi” başlıkları altında tarihi Antalya Lisesi’nde söyleşiler yaptım. Benim zevk alarak ve heyecanla katıldığım bu söyleşiler bir anlamda üniversite kampüsünden çıkıp şehir ile buluşmak, şehrin tarihî bir mekânında zamana yolculuk yapmak gibi bir şeydi.
Bu köşede vaktiyle Ahmet Hamdi Tanpınar ile ilgili yapılan etkinlikleri siz okuyucularımla paylaşmıştım. Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla “Yolu Antalya’dan Geçen Yazar ve Şairler” üst başlığı ile edebiyat tarihimizde önemli izler bırakmış isimleri anmak, onları bu vesile ile gündeme getirmek, sanat ve edebiyat eksenli bir farkındalık yaratmak için ilk olarak Ahmet Hamdi Tanpınar’ı konuşmuştuk. Cahit Külebi, Mehmet Çınarlı… gibi isimlerle devam edecektik. Ama şu ana kadar Büyükşehir Belediyesi’nden bir ses seda çıkmadı. Umarım başlattığımız bu etkinlik devam eder.
Geçen hafta Cuma günü Cahit Külebi’yi konuştuk. Öğretmen akademilerinin kapanışını Antalya Lisesi’ndeki bu söyleşi ile yapmış olduk. İl Milli Eğitim Müdürümüz Salih Kaygusuz Bey’in katılımları ile gerçekleştirdiğimiz bu kapanış söyleşisinde meslek hayatına 1943-1946 yıllarında Antalya Lisesi’nde başlayan Cahit Külebi’yi öncelikle şiir yazdığı dönemin içerisinde değerlendirdik. Kişisel hayatı ve şiir anlayışı hakkında bilgiler verdik. Ardından da şiirlerinden örnekler okuyarak programımızı tamamladık. Öğretmen Akademileri’nin hayata geçmesinde büyük emekleri olan başta İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz Bey’e, Nuray Yazıcıoğlu Hanım’a ve Antalya Lisesi’nin kapılarını bize açan Antalya Lisesi Müdürü Bekir Motor Bey’e buradan bir kere daha teşekkür etmek isterim. İnşallah seneye daha güçlü Öğretmen Akademileri’nde buluşuruz.
Cahit Külebi adı her şeyden önce Anadolu ile anılır. Zira 1917 yılında Tokat’ın Zile ilçesinde doğan Cahit Külebi, Sivas Lisesi’nde de lise öğrenimini tamamlar. Mehmet Kaplan’ın ifadesi ile Anadolu’yu dışardan değil tam da içinden tanıyan, orada doğup büyüyen bir şair olarak Anadolu’yu yaşam hikayesine yansıyan yanları ile şiirleştiren birisidir. Halk kültürünün tanıtıcısı olan Ahmet Kutsi Tecer, Muzaffer Sarısözen gibi hocalardan ders alması, Aşık Veysel, Ruhsati gibi halk şairleri ile tanışıklığı onun şiirine katkı sağlamıştır. Onun mayasında halk kültürü ve halk şiiri vardır. Ama bu hiçbir zaman klasik halk şiiri tarzında şiirler yazdı manasına gelmez. Çünkü o Anadolu’yu, halk şiirini ve kültürünü şiirinin organik malzemesi haline getirir ve modern şiirler yazar. 1997 yılında kaybettiğimiz şairin hafızalarımızda yaşayan pek çok şiiri vardır. Onlardan en meşhur olanlarından biri de hiç şüphesi Hikâye adlı şiiridir. Yazıma bu güzel şiir ile son vermek isterim.
Hikâye
Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!
Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!
Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!
Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!